İslâm hukukunda tarım işletmeciliği ve tarım ortakçılığı / Hanefi Çakmak

By: Contributor(s): Material type: TextTextPublication details: Bursa : Uludağ Üniversitesi, 1999Description: 115sContent type:
  • text
Media type:
  • unmediated
Carrier type:
  • volume
Subject(s): Online resources: Dissertation note: Tez (Yüksek Lisans Tezi) -- Uludağ Üniversitesi, 1999 Summary: İnsan ilk yaratıldığı günden beri yeryüzünü yiyeceklerle ve nimetlerle dolu olarak bulmuştur. Daha sonraları arzu ettiği nimetleri çoğaltma yollarını aramış ekim ve dikime başlamıştır. İslam, tarımı ilk insan olan Hz. Ademle başlatmaktadır. Rivayetlere göre ilk çiftçi Hz. Ademdir. Hz. Ademden günümüze kadar tarım çok değişik merhalelerden geçmiş, zaman ve zemine göre gelişme göstermiştir. Mülkiyet kavramı ise verimli arazilere sahip olmakla başlamıştır. Tarım işletmeciliğini tez konusu olarak seçmemizde Türkiye'mizde tarımın önemli sorunlarının bulunması etkili olmuştur. Araştırmalarımızı yoğunlaştırdıkça ülkemizin tarım işletmeciliği alanında önemli problemlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu yüzden tarımın devamlı gündemde tutulması gerekmektedir. İslam hukuku tarım işletmeciliği alanında gerek nazari planda gerekse uygulamada zengin birikime sahiptir. Tezimizin amacı da bu zengin tarihi birikimlerden günümüz sorunlarına bir çözüm getirebilmektir. Tarım işletmeciliğinin önemli sorunları arasında mülkiyet durumu, tarım arazilerinin aşırı parçalanması, tarımda makinalaşma ve tarım işletmeciliğinde finansman ihtiyacı yer almaktadır. Bir de tarım işletmeciliğinde arazi sahipleri ile kiracı ve ortakçılar arasındaki dengesiz işlemler yüksek fiyatta maliyeti ve sorunları büsbütün artırmaktadır. Tezimizde bu sorunlara çözüm aramaya çalıştık ve genel olarak tarım işletmeciliğini konu edindik. Tabiidir ki, tarım ortakçılığı da bu konu içinde bir bölüm halinde yerini almıştır. Çalışmamızı bir giriş ve dört bölümde topladık. Birinci bölümde tarımda arazinin mülkiyet durumu önemli olduğu için araziye sahip olmanın hukuki yolları üzerinde durduk. İslam'da mülkün asıl sahibi Allah'tır. İnsanlar doğuştan sahip oldukları mülkiyet hakkına belirlenen hukuki ölçüler içinde kavuşabilirler. İslam hukuku devlet, kamu ve özel mülkiyete yer vermiştir. İslam hukuku tarım işletmeciliğinde ilk etap da özel mülkiyete sahip olanları teşvik etmektedir ve tarımı araziye malik olanların yapmasını istemektedir. İkinci bölümde de işletme şekillerini işlerken önce özel mülkiyete ait arazilerle yapılan işletme türlerini araştırdık. Arazilerin tarıma elverişli kullanılmasında devletin tarım politikası önemlidir. Kamu arazilerinin mülkiyetinin devlete ait olması ve sadece tasarrufunun vatandaşlara devredilmesi tarım arazilerinin korunmasını ve değerlendirilmesini sağlamıştır. Biz bunun için ikinci bölümün devamında kamu arazilerinin işletilmesini konu edindik ve kamu arazilerinin işletilmesinin tarihçesini -Hz. Peygamberden günümüze kadar devlet çiftlikleri dahil- inceledik. Kısaca tarihi seyir içerisinde kamu arazilerinin nasıl işletildiğini ve bu işletmecilikte devletin rolünü araştırarak günümüz tarımına ışık tutmak istedik. Üçüncü bölümde İslam hukuk kaynaklarında yer alan "Muzâraa, Musâkat ve Muğarese" başlıkları altında tarım arazilerine ilişkin ortaklıkları inceledik. İslam, kiracılık ve ortakçılık gibi tarım işletmeciliklerini zorunlu durumlar dışında uygun bulmamıştır. Ancak çeşitli sebeplerle arazilerin her zaman sahipleri tarafından işletilmesi de mümkün değildir. Bu sebeple kiracılık ve ortakçılık gibi işletmelere de hukuk çerçevesinde izin vermektedir. Biz konuyu incelerken genel olarak İslam hukukçularının çoğunluğunun ortak görüşlerine yer verdik. Farklı görüşleri gerekli gördüğümüz yerde belirttik. Bunun yanında günümüzde uygulanan tarım ortakçılıklarını İslam hukukunun esaslarına göre değerlendirmeye çalıştık. Bölümün sonunda tarım arazilerine ilişkin vergi durumunu gözden geçirdik. Dördüncü bölümde günümüz tarımının en önemli sorunu olan finansman ve kredi durumuna yer verdik. Bu bölüm tarımın kredi ihtiyacını teminde faizsiz finansman sağlamayı amaçlamaktadır.
Item type: Tez
Tags from this library: No tags from this library for this title. Log in to add tags.
Star ratings
    Average rating: 0.0 (0 votes)

Tez (Yüksek Lisans Tezi) -- Uludağ Üniversitesi, 1999

İnsan ilk yaratıldığı günden beri yeryüzünü yiyeceklerle ve nimetlerle dolu olarak bulmuştur. Daha sonraları arzu ettiği nimetleri çoğaltma yollarını aramış ekim ve dikime başlamıştır. İslam, tarımı ilk insan olan Hz. Ademle başlatmaktadır. Rivayetlere göre ilk çiftçi Hz. Ademdir. Hz. Ademden günümüze kadar tarım çok değişik merhalelerden geçmiş, zaman ve zemine göre gelişme göstermiştir. Mülkiyet kavramı ise verimli arazilere sahip olmakla başlamıştır. Tarım işletmeciliğini tez konusu olarak seçmemizde Türkiye'mizde tarımın önemli sorunlarının bulunması etkili olmuştur. Araştırmalarımızı yoğunlaştırdıkça ülkemizin tarım işletmeciliği alanında önemli problemlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu yüzden tarımın devamlı gündemde tutulması gerekmektedir. İslam hukuku tarım işletmeciliği alanında gerek nazari planda gerekse uygulamada zengin birikime sahiptir. Tezimizin amacı da bu zengin tarihi birikimlerden günümüz sorunlarına bir çözüm getirebilmektir. Tarım işletmeciliğinin önemli sorunları arasında mülkiyet durumu, tarım arazilerinin aşırı parçalanması, tarımda makinalaşma ve tarım işletmeciliğinde finansman ihtiyacı yer almaktadır. Bir de tarım işletmeciliğinde arazi sahipleri ile kiracı ve ortakçılar arasındaki dengesiz işlemler yüksek fiyatta maliyeti ve sorunları büsbütün artırmaktadır. Tezimizde bu sorunlara çözüm aramaya çalıştık ve genel olarak tarım işletmeciliğini konu edindik. Tabiidir ki, tarım ortakçılığı da bu konu içinde bir bölüm halinde yerini almıştır. Çalışmamızı bir giriş ve dört bölümde topladık. Birinci bölümde tarımda arazinin mülkiyet durumu önemli olduğu için araziye sahip olmanın hukuki yolları üzerinde durduk. İslam'da mülkün asıl sahibi Allah'tır. İnsanlar doğuştan sahip oldukları mülkiyet hakkına belirlenen hukuki ölçüler içinde kavuşabilirler. İslam hukuku devlet, kamu ve özel mülkiyete yer vermiştir. İslam hukuku tarım işletmeciliğinde ilk etap da özel mülkiyete sahip olanları teşvik etmektedir ve tarımı araziye malik olanların yapmasını istemektedir. İkinci bölümde de işletme şekillerini işlerken önce özel mülkiyete ait arazilerle yapılan işletme türlerini araştırdık. Arazilerin tarıma elverişli kullanılmasında devletin tarım politikası önemlidir. Kamu arazilerinin mülkiyetinin devlete ait olması ve sadece tasarrufunun vatandaşlara devredilmesi tarım arazilerinin korunmasını ve değerlendirilmesini sağlamıştır. Biz bunun için ikinci bölümün devamında kamu arazilerinin işletilmesini konu edindik ve kamu arazilerinin işletilmesinin tarihçesini -Hz. Peygamberden günümüze kadar devlet çiftlikleri dahil- inceledik. Kısaca tarihi seyir içerisinde kamu arazilerinin nasıl işletildiğini ve bu işletmecilikte devletin rolünü araştırarak günümüz tarımına ışık tutmak istedik. Üçüncü bölümde İslam hukuk kaynaklarında yer alan "Muzâraa, Musâkat ve Muğarese" başlıkları altında tarım arazilerine ilişkin ortaklıkları inceledik. İslam, kiracılık ve ortakçılık gibi tarım işletmeciliklerini zorunlu durumlar dışında uygun bulmamıştır. Ancak çeşitli sebeplerle arazilerin her zaman sahipleri tarafından işletilmesi de mümkün değildir. Bu sebeple kiracılık ve ortakçılık gibi işletmelere de hukuk çerçevesinde izin vermektedir. Biz konuyu incelerken genel olarak İslam hukukçularının çoğunluğunun ortak görüşlerine yer verdik. Farklı görüşleri gerekli gördüğümüz yerde belirttik. Bunun yanında günümüzde uygulanan tarım ortakçılıklarını İslam hukukunun esaslarına göre değerlendirmeye çalıştık. Bölümün sonunda tarım arazilerine ilişkin vergi durumunu gözden geçirdik. Dördüncü bölümde günümüz tarımının en önemli sorunu olan finansman ve kredi durumuna yer verdik. Bu bölüm tarımın kredi ihtiyacını teminde faizsiz finansman sağlamayı amaçlamaktadır.

There are no comments on this title.

to post a comment.
Devinim Yazılım Eğitim Danışmanlık tarafından Koha'nın orjinal sürümü uyarlanarak geliştirilip kurulmuştur.