Kronik kalp yetersizliğinde görülen anemide hepsidin molekülünün rolü ve eritrosit dağılım genişliği artışı ile ilişkisi / Selda Doğan.

By: Contributor(s): Material type: TextTextPublication details: Bursa: Uludağ Üniversitesi, 2013.Description: VII, 64 y. : şkl. , tbl. , grf. ; 29 cmSubject(s): DDC classification:
  • 616.12  20
Dissertation note: Tez (Uzmanlık)--Uludağ Üniversitesi, 2013 Summary: Anemi ve artmış eritrosit dağılım genişliğinin (RDW “Red Blood Cell Distribution Width”) kronik kalp yetersizliğinde (KKY) hastaneye yatış ve tüm nedenlere bağlı ölüm riskinde artış ile bağımsız ilişkisi olduğu gösterilmiştir. Kronik kalp yetersizliğinde görülen anemide rol alan mekanizmalar tamamıyla açıklanamamaktadır ve muhtemelen pek çok faktöre bağlıdır. Hepsidin, karaciğerde sentezlenen, demirin absorbsiyon ve kullanımını baskılayarak vücutta demir regülasyonunu sağlayan bir peptitdir. Biz çalışmamızda hepsidinin kalp yetersizliğinde görülen anemideki rolünü anlamayı, RDW artışı ile ilişkisini incelemeyi amaçladık.Elli sekiz kalp yetersizliği (KY) hastası ve 25 kontrol hastası çalışmaya alındı. Kalp yetersizliği hastaları anemisi olan 30 hasta ve olmayan 28 hasta şeklinde 2 gruba ayrıldı. Hastalar demografik ve klinik özellikler, transtorasik ekokardiyografi, hemogram ve anemi parametreleri, hepsidin-25 düzeyleri, proBNP (b-tip natriüretik peptit ön hormon) ve renal fonksiyonlar açısından karşılaştırıldı.Anemisi olan hastaların %83’ünde demir eksikliği anemisi, %17’sinde kronik hastalık anemisi mevcuttu. Kırk altı hastanın RDW değeri %14,5’un üzerinde saptandı. Bu hastaların 25’i anemisi olan, 21’i anemisi olmayan gruptaydı.Hepsidin-25, anemisi olan KY hastalarında en düşük, anemisi olmayan KY grubunda ise en yüksek saptandı (p=0,049). Demir eksikliği anemisi olan KY grubunda beklendiği gibi hepsidin-25 düşük saptanmış olmasına rağmen anemisi olmayan KY grubunda en yüksek oluşu, bir akut faz reaktanı olan ferritinin de bu grupta diğer iki gruptan belirgin yüksekliği nedeniyle inflamasyon lehine yorumlandı.RDW açısından 3 grup birlikte değerlendirildiğinde medyan değerler istatistiksel olarak anlamlı düzeyde birbirinden farklıydı (p<0,001). RDW değeri en yüksek olan grup anemisi olan KY grubuydu. RDW ile sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu arasında negatif yönde (r=-0,586, p<0,001), proBNP ile pozitif yönde (r=0,410, p=0,001) anlamlı korelasyon saptandı. Hepsidin ile RDW arasında ise istatistiksel olarak anlamlı olmasa da negatif yönde korelasyon saptandı (r=-0,212, p=0,073).Sonuç olarak, KKY’de anemi ve artmış RDW’nin kötü prognostik etkisi bilinmektedir ve çok faktörlü bu patolojik sürecin yavaşlatılması ve hemoglobin düzeyinin yükseltilmesi önemlidir. Şimdilik hepsidin-25 kalp yetersizliğinde görülen anemide sebep olmaktan çok sonuç gibi görünmektedir, ancak hepsidin-25’in bu süreçte oynadığı rolü daha iyi anlamak için çok merkezli, randomize ve hasta sayısı fazla olan çalışmalara ihtiyaç vardır.Anahtar kelimeler: Hepsidin-25, kalp yetersizliği, anemi, RDW.
Item type:
Tags from this library: No tags from this library for this title. Log in to add tags.
Star ratings
    Average rating: 0.0 (0 votes)
No physical items for this record

Türkçe ve İngilizce özeti var.

Tez (Uzmanlık)--Uludağ Üniversitesi, 2013

Kaynakça: 57-62 y.

Anemi ve artmış eritrosit dağılım genişliğinin (RDW “Red Blood Cell Distribution Width”) kronik kalp yetersizliğinde (KKY) hastaneye yatış ve tüm nedenlere bağlı ölüm riskinde artış ile bağımsız ilişkisi olduğu gösterilmiştir. Kronik kalp yetersizliğinde görülen anemide rol alan mekanizmalar tamamıyla açıklanamamaktadır ve muhtemelen pek çok faktöre bağlıdır. Hepsidin, karaciğerde sentezlenen, demirin absorbsiyon ve kullanımını baskılayarak vücutta demir regülasyonunu sağlayan bir peptitdir. Biz çalışmamızda hepsidinin kalp yetersizliğinde görülen anemideki rolünü anlamayı, RDW artışı ile ilişkisini incelemeyi amaçladık.Elli sekiz kalp yetersizliği (KY) hastası ve 25 kontrol hastası çalışmaya alındı. Kalp yetersizliği hastaları anemisi olan 30 hasta ve olmayan 28 hasta şeklinde 2 gruba ayrıldı. Hastalar demografik ve klinik özellikler, transtorasik ekokardiyografi, hemogram ve anemi parametreleri, hepsidin-25 düzeyleri, proBNP (b-tip natriüretik peptit ön hormon) ve renal fonksiyonlar açısından karşılaştırıldı.Anemisi olan hastaların %83’ünde demir eksikliği anemisi, %17’sinde kronik hastalık anemisi mevcuttu. Kırk altı hastanın RDW değeri %14,5’un üzerinde saptandı. Bu hastaların 25’i anemisi olan, 21’i anemisi olmayan gruptaydı.Hepsidin-25, anemisi olan KY hastalarında en düşük, anemisi olmayan KY grubunda ise en yüksek saptandı (p=0,049). Demir eksikliği anemisi olan KY grubunda beklendiği gibi hepsidin-25 düşük saptanmış olmasına rağmen anemisi olmayan KY grubunda en yüksek oluşu, bir akut faz reaktanı olan ferritinin de bu grupta diğer iki gruptan belirgin yüksekliği nedeniyle inflamasyon lehine yorumlandı.RDW açısından 3 grup birlikte değerlendirildiğinde medyan değerler istatistiksel olarak anlamlı düzeyde birbirinden farklıydı (p<0,001). RDW değeri en yüksek olan grup anemisi olan KY grubuydu. RDW ile sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu arasında negatif yönde (r=-0,586, p<0,001), proBNP ile pozitif yönde (r=0,410, p=0,001) anlamlı korelasyon saptandı. Hepsidin ile RDW arasında ise istatistiksel olarak anlamlı olmasa da negatif yönde korelasyon saptandı (r=-0,212, p=0,073).Sonuç olarak, KKY’de anemi ve artmış RDW’nin kötü prognostik etkisi bilinmektedir ve çok faktörlü bu patolojik sürecin yavaşlatılması ve hemoglobin düzeyinin yükseltilmesi önemlidir. Şimdilik hepsidin-25 kalp yetersizliğinde görülen anemide sebep olmaktan çok sonuç gibi görünmektedir, ancak hepsidin-25’in bu süreçte oynadığı rolü daha iyi anlamak için çok merkezli, randomize ve hasta sayısı fazla olan çalışmalara ihtiyaç vardır.Anahtar kelimeler: Hepsidin-25, kalp yetersizliği, anemi, RDW.

There are no comments on this title.

to post a comment.
Devinim Yazılım Eğitim Danışmanlık tarafından Koha'nın orjinal sürümü uyarlanarak geliştirilip kurulmuştur.