000 04018cam a2200265 a 4500
001 43301
005 20190712123742.0
008 180410s2016||||tu#|||||#|||||||||||tur#d
009 00TUR0Y706610 201804102016ma
040 _cULUDAG
082 0 4 _a616.24
_2 20
090 _aUZM
_b1595
100 2 _aAcet Öztürk, Nilüfer Aylin,
_d1987-
245 1 0 _aYüksek riskli kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarda İREB2 düzeyi ve hastaların klinik özellikleri arasındaki ilişki /
_cNilüfer Aylin Acet Öztürk.
260 _aBursa :
_bUludağ Üniversitesi,
_c2016.
300 _aV, 73 y. :
_bşkl. ;
_c29 cm.
500 _aTürkçe ve İngilizce özeti var.
502 _aTez (Uzmanlık)--Uludağ Üniversitesi, 2016.
504 _aKaynakça var.
520 _aKronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) kronik morbidite ve mortalitenin başlıca nedenlerinden biri olan önlenebilir, tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH'ın doğal seyri, tekrarlayıcı semptomlar ve alevlenmeler ile karakterizedir. Her bir alevlenme KOAH hastasında artan solunum fonksiyonları kaybı ve mortalite ile ilişkilidir. Alevlenmeyi öngörebilecek veya alevlenme fenotipi hastalarını diğer KOAH hastalarından ayırabilecek bir biyobelirteç henüz gösterilememiştir. Çalışmamızda alevlenme öyküsü ile serum iron responsive element binding protein 2 (iREB2) düzeyi arasında bir ilişkinin varlığının gösterilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada, stabil dönemde başvuran, yüksek alevlenme riski taşıyan, GOLD birleşik değerlendirme sisteminde grup C veya D popülasyonunda olan KOAH hastaları dahil edildi. Hastaların solunum fonksiyonları, yaşam kalitesi indeksleri, enflamasyon belirteçleri ve iREB2 düzeyleri değerlendirildi. Böylece, alevlenme sayıları nedeniyle yüksek riskli gruba dahil edilen hastalar ve geçmiş yıldaki alevlenme sayıları ile kriterleri karşılamadığı halde solunum fonksiyonları nedeniyle yüksek riskli gruba giren hastalar arasında ayırım yapılmasında ve alevlenmelerin ön görülmesinde iREB2 düzeyinin bir biyobelirteç olabilirliği sınandı. Ayrıca, yüksek riskli bu KOAH populasyonunun kendi içinde akciğer fonksiyonları, yaşam kalitesi ölçümleri ve enflamasyon belirteçleri açısından farklılıkları da değerlendirildi. Çalışmamızda, olguların alevlenme sayısı ile serum iREB2 düzeyi arasında ilişki saptamadık. Bu nedenle iREB2'nin sık alevlenen KOAH fenotipini önceden tahmin etmeyi sağlayacak bir biyobelirteç olmadığını gösterdik. Ancak çalışma popülasyonumuzda iREB2 düzeyi ile FEV1 mL ve % FEV1'e göre GOLD grubu arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki belirledik. Olguların akciğer fonksiyonları ne kadar kötü ve FEV1 mL düzeyleri ne kadar düşük ise serum iREB2 düzeyi o kadar yüksekti. Yüksek alevlenme riskli KOAH hastaları alevlenme öyküsü ve FEV1 % değerlerine göre 2 gruba ayrıldı. Hastaların klinik ve laboratuar özellikleri karşılaştırıldığında ise alevlenme öyküleri nedeniyle risk grubuna giren hastalarda FEV1 mL, FEV1 %, FVC mL ve FVC % değerlerinde, FEV1 % değerleri nedeniyle risk grubuna giren hastalara göre istatistiksel anlamlılık düzeyinde düşüklük saptadık. Yine alevlenme öyküleri nedeniyle yüksek risk grubuna giren bu populasyonda dispnenin değerlendirildiği bütün ölçeklerde ve St George solunum anketi skorlarında istatistik anlamlı yükseklik saptandı. Araştırmamız sonucunda, serum iREB2 düzeyinin bir önceki yılda geçirilen alevlenme sayısı ile korelasyon göstermediğini ancak KOAH hastalarında prognozu öngörmede önemli bir fonksiyonel belirteç olan FEV1 mL değerleri ile korelasyonu olduğu gösterdik. Anahtar kelimeler: KOAH, alevlenme riski, iREB2
650 0 _aAkciğerler
_xHastalıklar, Obstrüktif
690 _aGöğüs Hastalıkları Anabilim Dalı
700 2 _aKunt Uzaslan, Esra,
_edanışman
710 2 _aUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi
999 _c47902
_d47902